Sessiz Sözler
Susmanın güzelliğiydi, beni konuşmaktan alıkoyan,
Gözler, kalplerin yorgun tercümanları,
Bense sessiz sözlerin efendisi...
Hani hep anlatılmak istenipte anlatılamayan,
İçten içe insanı yiyip bitiren sözler,
Mesela sana hep söylemek isteyip de,
Sonra kendime bir bahane uydurup, ertelediğim,
Seni seviyorumlar, ve diğer boş aşk sözleri,
Hani gençliğimin büyükleri, unutmamış olsa sevmeyi,
Belki bende bir kez olsun ortama uyup,
Sevebilirdim seni...
Şöyle delikanlısından bir aşk yaşayabilir,
Belki de özleyebilirdim seni,
Unutulmuşluğun soğukluğunda, ayazda kaldı duygularım,
Ve şiirlerim gücünü yitiredurdu,
Sözlerim ağzımdan itina ile çıkar oldu,
Sonra uğruna destanlar yazılan aşkları unutup,
Kendime derman bulamadan,
Sevme sangısının yükü omuzumda,
Koşmaya başladım sana doğru,
Belki de gerçek destan içimde biriken,
Seviyorum özlüyorum haykırışlarına olan özlemdi,
Ama dedim ya, ben duyulmaması gereken,
Sessiz sözlerin ustasıydım,
Ne gerçekten seviyorum diyebiliyor,
Ne de ağzımdan çıkanlara kendim inanabiliyor...
Göz ardı edilmiş buhranlarım var ayrıca,
Birde kuru inatlara değiştiğim pırlanta dostlarım,
Onlara da sözler biriktirdim yüreğimde ama,
Söyleyince ve duyulunca sesim,
Büyüsü bozulur diye,
Yani, yine çocuksu bir inattan,
Kaybettim onları da...
Gözyaşı dökmeyi de öğrendim,
Tabi ki sessiz olmak şartıyla,
Üstelik aynı bedene iki insan sığdırıverdim,
Sağdakinin ukalalığı kadar, utangaç olan soldaki,
Birinin gülümsediği kadar ağlayan,
Umursamazlığı kadar alıngan diğeri..
Susmanın güzelliğiydi beni konuşmaktan alıkoyan,
Gözlerim, kalbimin yorgun tercümanları,
Bense dostsuz,
Mutsuz,
Sensiz,
Ve sessiz sözlerin efendisi....